بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ هَٰذَا مَا كُنتُم بِهِۦ تَمۡتَرُونَ ٥٠

«Şübhesiz ki bu, (hakkında) şübhe, ve mücâdele edib durduğunuz şeydir».

– Hasan Basri Çantay

إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي مَقَامٍ أَمِينٖ ٥١

Müttakıylerse hakıykaten emin bir makamda,

– Hasan Basri Çantay

فِي جَنَّٰتٖ وَعُيُونٖ ٥٢

cennetlerde, pınar (baş) lar (ın) dadır.

– Hasan Basri Çantay

يَلۡبَسُونَ مِن سُندُسٖ وَإِسۡتَبۡرَقٖ مُّتَقَٰبِلِينَ ٥٣

İnce, nâzik ve kalın (altın işlemeli) ipeklerden, atlaslardan giyecekler, karşı karşıya (gelerek mahabbet edecekler) dir.

– Hasan Basri Çantay

كَذَٰلِكَ وَزَوَّجۡنَٰهُم بِحُورٍ عِينٖ ٥٤

İşte (emir) böyledir. Onlara bembeyaz, şahin gözlü hurileri eş yapdık.

– Hasan Basri Çantay

يَدۡعُونَ فِيهَا بِكُلِّ فَٰكِهَةٍ ءَامِنِينَ ٥٥

Orada emîn emîn (hizmetçilerden) meyvenin her türlüsünü iste (yib getirirler).

– Hasan Basri Çantay

لَا يَذُوقُونَ فِيهَا ٱلۡمَوۡتَ إِلَّا ٱلۡمَوۡتَةَ ٱلۡأُولَىٰۖ وَوَقَىٰهُمۡ عَذَابَ ٱلۡجَحِيمِ ٥٦

Orada ilk ölümden başka ölüm tatmazlar. (Allah) onları cehennem azabından korumuşdur.

– Hasan Basri Çantay

فَضۡلٗا مِّن رَّبِّكَۚ ذَٰلِكَ هُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ ٥٧

(Bütün bunlar) Rabbinden bir fazl (-u kerem) olarak (verilmişdir). İşte bu, en büyük seâdetin ta kendisidir.

– Hasan Basri Çantay

فَإِنَّمَا يَسَّرۡنَٰهُ بِلِسَانِكَ لَعَلَّهُمۡ يَتَذَكَّرُونَ ٥٨

Biz onu, (iyi anlayıb) ibret alsınlar diye, ancak senin dilinle (indirerek) kolaylaşdırdık.

– Hasan Basri Çantay

فَٱرۡتَقِبۡ إِنَّهُم مُّرۡتَقِبُونَ ٥٩

Artık (onların başına inecek azâbı) gözetle. Çünkü onlar (senin felâketini) bekleyicidirler.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu